14 Kasım 2013 Perşembe

Asteroitler ve astroloji bölüm-1


Asteroitler küçük gezegenlerdir. Çoğu Mars ve Jüpiter arasında(Satürn-Uranüs/ Uranüs-Neptün/ Neptün-Plüton arasında bulunanlar da vardır) yer alırlar ve arasında uzak mesafe bulunan iki gezegen arasında evvelden var olan bir gezegenin parçalanmış hali oldukları düşünülür. Bununla beraber sayıları yaklaşık olarak 100 bin kadardır ve Dünya’ya çarpsa basit bir göktaşı sayılabilecek kadar küçük ancak hasar bakımından daha fazla etkileyecek olanlar da mevcuttur. Asteroitlerin Dünya’ya yaklaşması ve tehlikeli olması durumunda uygun şekilde yok edilmesi konusu üzerinde hala çalışılmakta. Bilinen kural: “Asteroitlerin kendi yörüngeleri mevcuttur” ancak bu kural sonradan ortaya çıkan binlerce asteroitle beraber bozulmuştur zira çoğunun yörüngeleri düzensiz olduğundan Dünya’ya yaklaşmalar, diğer gezegenlere yaklaşmalar yaşanmıştır, bu nedenle asteroidlere “küçük başbelaları” diyen gökbilimciler de vardır.

En büyük asteroit Ceres(2006 yılında Plüton’la beraber cüce gezegen ilan edildi), 1801 yılında bulundu. 900 kilometre çapındaydı, ardından bu “küçük” boyutla tek bir gezegenimsi olamayacağı düşünülerek araştırmaya devam edildi ve boyut olarak ona benzeyen Pallas ve ardından yine bu ikisine benzerlik gösteren Vesta, Juno sonrasında da 130 kilometre çapında olan Astraea bulundu. Vesta çıplak gözle görülen tek küçük gezegendir; Ceres, Pallas, Juno ve diğer asteroidler ise basit bir dürbünle görülebilir. Mars ve Jüpiter arasındaki ana asteroit kuşağında yer alan asteroitleri Jüpiter'in çekim gücü yörüngede tutar.


Astrolojide asteroitler

Gökyüzünde olan her şeyin yeryüzünde bir yansıması olduğunu kabul ediyoruz, Hermes Trismegistus’un zümrüt tablette yazdığı gibi: “Yukarıda olan aşağıda olan gibidir.” Gezegenler, Asteroitler ve hareketleri, yıldızların varlıkları çekim alanları ve hareketlerinin ortaya çıkardığı büyük miktardaki enerjiden etkileniyoruz. Asteroitlerin hareketleri horoskoplarda öncelikli incelenen bir konu olmamakla beraber, bunun 200 yıl sonra çok daha farklı olacağı açıktır zira deneyimlendikçe astrolojiye daha çok katılacaklardır. Biz bugün ancak birkaç asteroidi konu alıyoruz zira diğerleri çok küçük olmakla beraber yörüngeleri ve hareketlerinin de yoğun şekilde gözlemlenmesi, deneysel olarak çokça kez çalışılması gerekiyor(yine de küçük de olsalar bazılarını haritalarda değerlendirebiliyoruz ya da en azından ben değerlendiriyorum, sonuçta israf sevmem)

Astrolojinin öncelikli olarak yer verdiği beş Asteroit vardır: Chiron, Ceres, Pallas, Vesta, Juno. Şimdi bunlardan Chiron ve Juno’nun ne anlama geldiğini inceleyelim, ancak tekrar hatırlatıyorum Asteroitler haritanın gezegen yerleşimlerinden daha önemli değillerdir. Detaylardan bahsederler ve haritanın tamamı incelenmeden tekil bir anlam ifade etmezler.

CHIRON


Astronomik özellikleri: 1977 yılında varlığı Charles Kowal’ın Palomar’daki gözlemleri sırasında tespit edilen Chiron’un asteroit olup olmadığı uzun süre tartışılmış bir konudur, zira Güneş’e yaklaşırken bir parlayıp bir solmuştur ve kuyrukluyıldız olabileceği düşünülmüştür ancak kuyrukluyıldız için çok büyük olduğundan bu tür tezler çürümüştür. Chiron, Satürn ve Uranüs arasında yer alan, neredeyse tüm zamanını bu iki gezegenin yörüngesi arasında kalarak geçiren bir küçük gezegendir; yörüngesinin 6/1’lik kısmı Satürn yörüngesindedir ve dolanımını yaklaşık olarak 51 yılda tamamlar.

Astrolojik olarak Chiron kişinin zayıflıklarını, zor durumda kaldığı noktaları, kendi kendine verdiği zararları, hatalarını gösterir. İstemek ama yapamamak da Chiron’un anlattığı bir konudur. “Neyi yapamıyoruz, nerde başarısız oluyoruz, neleri yapamayacağımızı düşündüğümüz için saklıyoruz, isteklerimize nerde gem vuruyoruz” sorularının cevabını da yaptığı açılarla ve yerleştiği ev/burç birleşimiyle Chiron verir. Chiron aynı zamanda eskiyi anlatan Satürn ve geleceği anlatan Uranüs arasında bir geçişte yer almasından dolayı, kişinin geçmişinden geleceğine doğru açılan bir yol olarak değerlendirilir. “Haritanın sahibinin geçmişinde yatan ve sıyrılması gereken problem nedir?”in cevabıdır. Dönüşümün nasıl sağlanacağının anlatıcısıdır. Bu nedenle bu asteroidi anlamak için Satürn ve Uranüs yerleşimlerini de iyi incelemek gerekir. Örneğin 7. Evde ve Koç’ta bulunan bir Chiron kabaca, “ilişkilere başlamada sorun ve ilişkileri dengede oturtamama, yeni ilişkilere girerken zorluk yaşama ve kendine olan güvensizliklerden dolayı ilişkiyi sürdürememe, insanlara saygısızlık ve empati yoksunluğu, isteklerinin farkına varamayarak karşı tarafı zedeleme, başkalarına eşit davranamayarak bencilce taraf tutma ama buna karşın aslında bunların hiçbirini yapmayı istemem, ancak duruma çözüm de bulamama” şeklinde karşımıza çıkar. Bu nedenle iyi okunması ve anlaşılması gerekir. Chiron’un bulunduğu nokta çok önemlidir zira burcun genel özelliklerini tersine çevirip bir engel olarak kişinin önüne koyma kapasitesi vardır. Chiron yerleşimi, aspektleri okundukça problem daha net şekilde ortaya koyulabilecektir.

Aynı zamanda şifacılıkla da ilişkilendirilen Chiron(mitolojide yarasına iyileşme getiremediği için ölümlü olmayı seçer ve ölümsüzlüğünü Prometheus’a veren, Herkül’ün ve argonotların büyük öğretmeni), kişinin kendinde saramadığı ancak başkalarında tedavi ettiği yaraların da göstergesidir. Satürn yaralayıcı, Uranüs ilerleticidir dolayısıyla bu asteroit de iyileşmenin anahtarı konumundadır.

JUNO


Astronomik özellikleri: 1804 yılında Karl Harding tarafından bulunan Juno Mars ve Jüpiter arasındaki ana asteroit kuşağında yer alır. Bir döngüsü yaklaşık olarak 4,5 yıl sürer ve çapı 244 kilometre ve biçimsizdir.

Astrolojik olarak Juno, kişisel horoskoplarda kişiler arasındaki her türlü belirgin ve önemli ilişkiyi temsil ederken dünya astrolojisinde de politik liderleri ve ulusların arasındaki ilişkileri temsil eder. Aşkı, eşi, ruh ikizini, en yakındaki arkadaşı, gerçek sevgiyi ve genel olarak her türlü ikili ilişkinin bilgilerini verir. Bu nedenle Juno’yu hiçbir zaman tam olarak bir aşk göstergesi olarak düşünmemek gerekir.

Evlilik, doğum, adalet, ruhsal birlikler, ilişkiler, bağlantılar genel konuları arasındadır. Tartışmalara gerek kalmadan karşılıklı anlayış ve güvenle çözülebilecek konular, rekabetler, savunma, kişinin kendi kararları, kendine güvenin gösterilen değil gerçekte hissedilen saf hali, terk edilme, terk etme, aldatılma, ilişkideki korkuların yönelttiği hareketler, bilinçsiz yapılan manipülasyonlar da Juno’nun anlattıkları arasındadır. Juno, kurulan ilişkilerdeki büyüme miktarını ve büyüme sürecini de yönlendirir. Juno, Mitolojide evli kadınların koruyucusu olan bir tanrıçadır ve kendisi de evlidir ancak Zeus’la olan evliliği onun utancını örtmek içindir ve üstelik bu evlilik zamanla şiddete dönüşmüş ve birbirlerine zarar vermişlerdir. Dolayısıyla Juno’nun kusurlardan bir kusursuzluk yaratmaya çalıştığı varsayılır ve gençlik-olgunluk çağı Juno’su olarak ikiye ayrılır.

Haritada Juno’nun bulunduğu nokta ve oluşturduğu görünümler, yukarıda saydığım konularda ve ayrıca kişinin duygusal ihtiyaçlarını ve bunları tamamlama güdüsünü nasıl karşılayacağı konusunda fikir verecek olması açısından önemlidir.

Not: Ceres, Pallas ve Vesta'yı yazının ikinci bölümünde anlatacağım.

2 yorum:

  1. Selam. Şiron 12. evde bogada. 4. evdeki dolunay aslanı ve 10. evdeki güneş kovasına t_kare yapıyor. İçimdeki sürekli acıyan yaralı hayvan için bir kaç cümle rica edebilir miyim? Bu arada satürn mars ve pluto ile terazide kavuşarak 5. evde yer alıyor. Ve sironla 150lık açısı var. Uranus yayda 7. evde...

    YanıtlaSil